Şimdi sizleri 1988 yılında Unesco tarafından dünya miras listesine alınan Pamukkale’ye götürüyoruz. Bir dünya mirası olan Pamukkale’ye aynı zamanda “Beyazlara Bürünmüş Kutsal Kent” denilmesi de bir tesadüf değil. Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Hierapolis antik kentinin Arkeoloji literatüründe “Holy City” yani Kutsal Kent olarak
adlandırılması, kentte bilinen bir çok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığından kaynaklanıyor.
Hierapolis aynı zamanda gizemini bir efsaneden alıyor. Tüm dünyaya yayılan bu efsaneye göre, çirkinliğinden bıkan ve çok mutsuz olan bir çoban kızı, canına kıymak için kendini sulara bıraktığı anda Hierapolis'in sularında güzeller güzeli bir kıza dönüşüyor. O günden bu güne dilden dile yayılan bu efsane bu bölgenin sularının eski çağlardan beri kullanıldığını ve şifalı olduğunu doğruluyor. Pamukkale'de sıcaklıkları 35-100 C arasında değişen 17 sıcak su alanı mevcut. Pamukkale termal kaynağı, bölge için büyük bir potansiyel oluşturuyor. Bu sebeple Pamukkale ve çevresinde hizmet veren sayısız termal otel bugün Türkiye’de termal ve sağlık turizminde çok büyük bir katkı sağlıyor.
Biz tekrar Hierapolis'e geri dönelim. Antik kentin temelleri Firigler döneminde atılmış ve adını Helenistik dönemin Bergama kralı Telephoss'un güzel karısı Hiera'dan almış. Hıristiyanlığın küçük Asya da yayılmasında en önemli rollerden birini üstlenen Hierapolis, aynı zamanda İsa'nın oniki havarisinden biri olan St.Philippe'in öldürüldüğü kent olması bakımından önem kazanıyor. İ.S.4.yy da St. Philippe’nin anısına din merkezi ilan edilen Hierapolis, daha sonra doğunun kılavuzu unvanını almış. İ.S. 395 yılında da Bizans yönetimine geçerek Piskoposluk merkezi haline gelmiş. Hierapolis, 12. yy sonlarına doğru da Türklerin eline geçmiş.
Doğa ile tarihin eşsiz buluşması Pamukkale'de bulunan ve Kutsal Kent anlamına da gelen Hierapolis antik kenti; Nekropolü, Domitiyan yolu ve kapısı, kare alan içine oturtulmuş Oktokonus tapınağı, Apollo ve Artemis Ne el ele mitolojiden birçok sahneyi temsil eden tiyatrosu, Frontlnus caddesi ve kapısı, Agorası, Kuzey Bizans Kapısı, Güney Bizans Kapısı, Gymnasium, Trltonlu Çeşme Binası, Apollon Kutsal Alanı, Su Kanalları ve Nympheumları, Surlan, Aziz Phılıppus Martynonu ve köprüsü, Direkli Kilisesi, Nekropol Alanı, Katedral ve Roma Hamamı kalıntıları ile olanca görkemiyle ayakta durmaktadır.
Yapımı 150 yıl süren, Akdeniz Havzası içinde en önemli ve en özgün Roma Tiyatrosu sayılan 1800 yıllık Antik Tiyatroda gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları neticesinde, Antalya Perge Tiyatrosunun dışında hiçbir antik tiyatroda bulunmayan mitolojik kabartmaları, görkemli sahne binası, oturma basamakları ile Hierapolis Antik Tiyatrosu, şu anda Akdeniz havzası içinde Roma Dönemi Anadolu Tiyatroları arasında en önemli ve özgün bir yere sahiptir.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Müze Müdürlüğü denetiminde, İtalyan Kazı Heyeti tarafından 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı aracılığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığımızın gönderdiği ödenekle 2010 da başlayıp 2013 tarihinde tamamlanan restorasyon çalışmalarında % 95 mevcut olan orijinal mimari malzeme kullanılmıştır.
Türkiye’ de Sahne Binası restore edilen tek tiyatro ünvanına sahip olan Pamukkale Hierapolis Antik Tiyatrosu çalışmalar sonunda 12.000 kişi kapasitesi ile kültürel ve sanatsal etkinlikler için faal duruma gelmiştir.
Pamukkale yöresinde toplam 19 adet antik kent bulunmaktadır. Laodikeia, Tripolis, Tabea ve Apollon Lairbenos bunlardan sadece bazılarıdır.
Traverten çok yönlü, çeşitli nedenlere ve ortamlara bağlı, kimyasal reaksiyon sonucu çökelme ile oluşan bir kayadır. Bu kayalar zaman içinde sertleşmekte ve travertenleri oluşturmaktadırlar. Ancak ziyaretçiler tarafından katlar üzerinde gezilmesi ve oynanması, henüz yumuşacık haldeki kalsiyum karbonatların ezilmesine, dağılmasına neden olmaktadır.
Travertenlere termal su kontrollü olarak belirli bir program dahilinde verilmektedir. Fazla miktarda ve uzun süre aynı yere akıtılan su yosunlaşmaya ve dolayısıyla travertenlerde hoş olmayan kirliliğe sebep olmaktadır. Beyazlığın oluşumunda, hava şartları, ısı kaybı, akışın yayılımı ve süresi etkilidir. Çökelme, termal sudaki karbondioksitin havadaki karbondioksit dengeye gelinceye kadar devam etmektedir.
Tarih boyunca, termal suyun içindeki kalsiyumun çökelmesi ile oluşan doğa harikası Pamukkale travertenleri 2.700 metre uzunluğunda ve 160 metre yüksekliğindedir. Parlak beyaz rengiyle Pamukkale'yi 20 km uzaklıktan görmek mümkündür.
Termal maden sularının varlığı ve yörenin olağanüstü görünümü antik çağ insanlarını da etkilemiştir. Dönemin zenginleri Roma'nın ve Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden gelip, yaşamlarının son dönemlerini Hierapolis kentinde geçirmişlerdir. Bu nedenle kentin Nekropolis'i (mezarlığı) son derece anıtsal ve değişik yörelere ait mezarlarla süslüdür.
Binlerce yılda oluşan travertenler zamanla görünümü alıp adeta “Pamuk Köşk” adını alıyor. Toros dağlarının arasından görülmeye değer doğa harikalarının eşliğinde yapılan Pamukkale turlarında kireşleşmiş travertenleri ve antik kent Hieropolis Şehri'ni görebilirsiniz. 1 gece termal bir otelde konaklamalı bu turda siz de kendinizi şifalı sulara bırakabilirsiniz.
Arzu ederseniz araç kiralayip Korkuteli’nden 180 km. mesafedi bu yolu harika manzaralar eşliğinde küçük çay/kahve mollarıyla renklendirip 3 - 3,5 saatte alabilirsiniz.
Beyazlara bürünmüş bu kutsal kent, doğal bir terapi ile sularında şifa bulmak isteyen siz sevgili misafirlerini bekliyor...